30 Ocak 2012 Pazartesi

ÖZEL DERSHANELER ÖZEL OKUL OLMALIDIR

EĞİTİM SİSTEMİMİZ ÇÖKTÜMÜ?

02 Aralık 2011, 10:16
Orhan SUAT

Değerli Frekans Okurlarıma bizim öğrenciliğimiz zamanımızda ne dershane vardı ne başka bir özel okul vardı nede özel ders veren öğretmen vardı. Bizler Öylesine sıkı ve sert disiplin kurallarıyla yetiştirildik sağa baktın suç sola baktın suç sayılır okulda yediğimiz dayaklar deyime uygun Tuna’ya köprü olurdu Aileler çocuklarını öğretmene verirken “Hocam eti senin kemiği benim” derler öğretmen sanki kasapmış gibi çocuğu alacak etini kemikten sıyıracak değil tabii sadece iyi bir eğitim verecek adına bu denirdi. İşte bu şartlarda ve o dönemlerde okuyanlar ya tam okur yada okulu bırakır bir zanaatkar yanında alaylıdan meslek öğrenirdi. Tabii her meslek için önce çırak sonra kalfa sonrada usta olunurdu. İşte bu nesillerden bugünkü Profesörler doktorlar pilotlar öğretmenler subaylar mimarlar mühendisler vb insanlarımız yetişmiştir. Bütün bu eğitim hayatımızda oyuna da vakit bulur mahallede bilinen her türlü çocuk ve gençlik oyunlarımızı da oynardık. Uçurtma uçururduk. Körebe yakantop uzuneşek misket zıpzıp istop vs hep bilinen oyunlardı. Okuduğum yıllarda öğrenimin yanı sıra en önemlisi Eğitim de vardı. Okullar önce Eğitim sonrada Öğrenim yapılan kurumlardı. Evet bizim zamanımızda şimdi Cem Yılmaz’ın dediği gibi “EĞİTİM ŞART” felsefesinden hareketle her zaman eğitilirdik. Bayramlar bambaşka bir coşku içinde kutlanırken Atatürk Vatan Millet Bayrak Ezan sevgisiyle büyüdük eğitildik yetiştik son olarak ta kutsal asker ocağında piştik böylece yaşamda adam gibi adam olduk. Özetle biz acılı kuşaktık ama bizden öncekiler belki de daha da acılı kuşaklardı.

Günümüzde ise Öğrencilerimiz okullarda eğitim yerine öğretime odaklanmışlar bütün amaç öğrenmek ve üniversite sınavında başarılı olmak için kurgulanmış. Eğitim ise sıfır ne disiplin kalmış nede eğitim adına verilen terbiye özelliklede İlköğretim okullarımızda tam bir belirsizlik hakim öğretmenler sözde dersi anlatıp görevimi yaptım derken okulda yada sınıfta eğitim nasıl olur hiç düşünmüyorlar görevimi yaptım diyerek çekip gidiyorlar.Şimdikilerin şanslı mı şanssız mı olduklarını anlamadım daha çocukluklarını yaşayamadan SBS ile tanışıyorlar ve çok erken yaşlarda sınav yarışına başlıyorlar. Yapılan araştırmalar dershaneye gitme yaşının 10′a düştüğünü belirtiyor.

SBS yılları geçtikten bir kaç sene sonra bu kez daha büyük bir yarış başlıyor, ÖSS. ÖSS’de geçtikten birkaç sene sonra da KPSS. Bu tabloyu kısaca özetlersek; 10 ile 30 yaş arası insanımız dershaneye bağımlı hale getirilmiş durumda. Fethiye’de ailesi fakir olduğu için dershane parası bulamayan bir öğrenci nasıl intihar ettiği hala akıllardadır. Çocuklar çocukluklarını yaşayamıyor, yetişkinler en üretken çağlarında KPSS ile uğraşıyorlar. Bu durum insanımızın psikolojisini alt üst etmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Bu ara basında çok fazla duyduğumuz bir başka haberlerde yine sınav stresinden dolayı geçtiğimiz günlerde Adana’da intihara kalkışan üç kuzen de bu durumun bir sonucu.

Birer Eğitim ve Öğretim yuvası olması gereken dershaneler maalesef birer ticarethaneye dönüşmüş durumda. Üstelik açılan onlarca Dershane kimin nesidir kimin fesidir belli olmadan okullar gibi asla denetlenmediklerinden dertleri sadece para kazanmak olmaktadır. O halde okullar niye var? Bu durumun yaşanmasının en büyük nedeni ise eğitim sistemindeki değişik türde okullar olduğundandır.Anadolu liseleri, Fen liseleri, kolejler,İmam hatipler meslek okulları normal okullar. Çocuklukta SBS, gençlikte ÖSS ve yetişkinlikte KPSS.Çocuklukta SBS, gençlikte ÖSS’ye giren öğrencilerin büyük bir bölümü, bu kez yetişkinlik yıllarında ise KPSS’ye girecektir. KPSS’ye giren adayların büyük bir bölümü ise öğretmenlerdir. Memur olmak isteyenler de KPSS’ye girmektedirler. Sistem öyle çarpık işlemektedir ki, bazı bölümler KPSS’de 100 tam puan alsalar dahi atamaları olmamaktadır. Aslında onların önünde bir de büyük bir belirsizlik vardır. Milli Eğitim Bakanlığı hangi branşlardan alım yapacağını önceden açıklasa, bu insanlarımız en azından koskoca bir senesini sınava harcamayacak ve kendi alanına yönelebilecektir. Bizim eğitim sistemimiz gençlerimizi psikolojik bir baskı altına sokmakta, onları ölüme ve intihara sürüklemektedir. Yine geçtiğimiz haftalarda KPSS’den dolayı genç bir öğretmen intihar etmişti. Yıllarca yapılan yanlış uygulamalardan vazgeçelim. Milli Eğitim Bakanımız en büyük kaynağın eğitime harcandığını söylüyor. Kuşkusuz fiziki alt yapıya, dersliklere, yeni okullara ihtiyacımız var. Ancak bunlardan daha önemli olan kaliteli eğitim gibi ihtiyaçlara öncelik verilmeli. İhtiyaçlar önceliklere göre halledilmeli. Son sözüm Dershaneler ticarethane olmaktan çıkarılmalı madem çok iddialı ve başarılı iseler özel okullara dönüştürülmelidir.


Hiç yorum yok: